RENKLERİN DİLİNDE KENDİNİ BULMAK :
Soyut sanata yöneldikçe anladım ki, renkler aslında hep konuşuyormuş ama ben dinlemeyi bilmiyormuşum. Diyetisyenken insanlara “beden diliyle” yaklaşırdım; şimdi ise “renk diliyle” temas kuruyorum. Her tuval bir iç hesaplaşma, her katman bir duygunun çözülüşü oldu.
Başlangıçta bu yeni yolda yürümek ürkütücüydü. Sanat dünyasına dışarıdan bakan bir sağlık profesyoneliydim. Ama zamanla, teknik bilgiye değil, duygulara ve cesarete ihtiyacım olduğunu fark ettim. İlk tablomu yaparken , içimde hâlâ “Bu işi gerçekten yapabilir miyim?” sorusu yankılanıyordu.
Soyut sanat bana sadece bir ifade biçimi değil, yeni bir hayat bakışı kazandırdı. Eskiden kalori sayardım, şimdi duyguları sayfalara döküyorum. Renklerle kendimi yeniden tanımladım. Ve biliyorum ki bu yolculuk daha yeni başlıyor.
Ama şundan çok eminim ki yaşamımda çıktığım en güzel ve özel yolculuk...